Bazı düğünler yalnızca iki insanı değil, geçmişte kurulmuş tüm hayatları da yeniden gündeme getirir.
Benim için o gün, sadece bir evlilik töreni değildi.

Kızımın eski kocamla evleneceğini öğrendiğimde, bunun duygusal olarak zor olacağını biliyordum.
Ancak asıl sarsıcı olan, düğün günü yaşanan kısa ama etkili bir andı.

Bu hikâye;
yüksek sosyal statü, itibar baskısı, boşanma sonrası aile ilişkileri ve yıllar sonra anlam kazanan sessiz gerçeklerle ilgili.

20 yaşındayken Mark’la evlendim. Bu bir masal değildi; çevremizin doğal gördüğü, ailelerin desteklediği “doğru” bir evlilikti.
İkimiz de varlıklı, köklü ailelerden geliyorduk. Hayatımız; bağış geceleri, kulüp davetleri ve kusursuz aile fotoğraflarıyla doluydu.

Dışarıdan bakıldığında her şey örnek gösterilecek kadar düzenliydi.
Ama evimizin içinde, konuşulmayan bir mesafe büyüyordu.

17 yıl boyunca bu düzeni sürdürdük. Büyük tartışmalar yaşanmadı, skandallar olmadı.
Sonunda sessizce boşandık. Boşanma, beklenmedik şekilde ikimiz için de bir rahatlama olmuştu.

Yıllar sonra Arthur’la tanıştım. Daha sade, daha gerçek bir hayattı bu.
Hayatımın nihayet kontrolümde olduğunu düşünüyordum.

Derken kızım evleneceğini söyledi.
Ve damadın kim olduğunu öğrendiğimde, geçmişin aslında hiç tamamen kapanmadığını fark ettim.

Düğün günü ise, bu duyguların hepsini başka bir noktaya taşıdı.

Bunlar da İlginizi Çekebilir