Babam vefat edince annem çok yalnız kaldı, içine kapandı. Bu durum beni çok üzdü. Eşim Cemal’le konuştum, annemi yanımıza almaya karar verdik. Hem oğluma bakar, ben de çalışırım diye düşündüm. Arkadaşım sayesinde fabrikada işe başladım. Tek sıkıntı vardiya sistemi olsa da sorun etmedim. Annem ev işlerinde yardımcı oluyor, yemek yapıyor, bizimle sohbet ediyordu.
Bir süre sonra annem çok değişti. Daha bakımlı, gösterişli olmaya başladı. Bunu Cemal’e söyledim ama “Yakışıyor kadına, karışma” dedi. İkisi iyice samimi oldu, gece geç saatlere kadar film izleyip sohbet etmeye başladılar. Cemal’i uyardım ama beni umursamadı. Bir gün gece vardiyasından dönünce Cemal işe gitmemişti, yorgunum deyip tersledi. Annem de odasındaydı, sesini çıkarmadı. İçime kurt düştü.

Sonunda gizli kamera almaya karar verdim. O gece işe gitmedim, kafeye oturup telefondan görüntüyü izlemeye başladım. Gördüklerime inanamadım. Devamı diğer sayfada
Kafede elimde telefon, nefesim daralıyordu. Gözlerim ekrana kilitlenmişti. Annemle Cemal aynı odada oturuyordu, kahkahalar yükseliyordu. İçimde bir ateş, “Demek ki…” diye mırıldandım. Ama izledikçe fark ettim ki, düşündüğüm şey bambaşkaymış.

Annem elinde kalınca bir defter tutuyordu. Cemal ona bazı kelimeler söylüyor, annem yazmaya çalışıyor, sonra gülerek yanlışlarını düzeltiyorlardı. Meğer annem gizlice okuma yazma öğreniyormuş! Babam yaşarken hiç fırsat bulamamış, içine dert etmiş. Cemal de fark edince gizliden gizliye ona öğretmeye başlamış. Onların samimiyeti, bana anlatmaya cesaret edemedikleri bu sırdanmış.

Ekranda annemin titreyen sesi duyuldu:
— “Cemal, ‘oğlum’ kelimesini yazdım bak… Doğru mu?”

Cemal de gülerek, sevgiyle başını salladı:
— “Doğru yazdın anne, aferin sana!”
O an kalbimden ağır bir taş kalktı. Gözyaşlarımı tutamadım. İçimdeki şüphe yerini derin bir pişmanlığa bıraktı. Meğer ben en sevdiklerimi boş yere suçlamışım. Annem gururla yazıyı öğreniyor, Cemal de ona evlat gibi destek oluyormuş.

O gece eve döndüğümde, ikisine sarıldım. Annem şaşırdı, Cemal ise bana anlam dolu bir bakış attı.
Ve ben anladım ki; bazen gözümüzün gördüğü, gönlümüzün hissettiğiyle aynı şey olmayabiliyor. Yanlış anlaşılan bir sessizlik, koca bir sevgiye perde olabiliyormuş.

Bunlar da İlginizi Çekebilir