Eskiden kalabalık sofraların kurulduğu pazar günleri, artık televizyonla ve anılarımla baş başa kaldığım sessiz günlerdi.

Arardım.

Mesaj atardım.

“Bir kahve içmeye gelir misiniz?” derdim.

Cevap hep aynıydı:

“Üzgünüm babaanne, çok yoğunum.”

Hep yoğundular.

Onlar için geceyi uykusuz geçiren kadın için bile…

Tamamen kırgın değildim.

Ama ben de insanım.

Ve insanların bir sınırı vardır.

İşte bu yüzden onlara bir ders vermeye karar verdim.

Bağırarak değil.

Azarlayarak değil.

Kendi açgözlülükleriyle.

Bir pazar öğleden sonra mutfak masamda, bir fincan çay ve bir defterle oturdum.

Ev o kadar sessizdi ki saatin tik taklarını duyabiliyordum.

Planımı dikkatlice yazdım.

Bunlar da İlginizi Çekebilir